MÜTHİŞ BİR DENEYİM SİMA GERÇEKTEN ALINAN ENERJİ TAM KORUMA DENEYİMLERİNDEN BİR MAİL DAHA .. İŞ ADAMI- Genel olarak açıklamasını yapamadığım olaylara şüphe ile bakan birisi olarak Sima ile yaşadığım deneyimler için söyleyebileceğim tek şey zamanında Tertulian diye bir adamın demiş olduğu gibi "credo quia absurdum" yani "saçma ama inanıyorum." Ben onunla bu deneyimleri yaşamadan önce, bunları yaşamış kişilerle çok kez sohbet ettim. Anlattıkları şeyler genel itibarı ile inanılması güç şeyler olsa da, onlar tanıdığım ve güvendiğim insanlar olduğu için deneyimlerinin doğruluğuna inanmakta zorlanmadım. Sadece açıklamasını yapmayı, aynı deneyimleri yaşayana kadar ertelemeyi tercih ettim. Bununla birlikte yapımdan dolayı anlamadığım şeylerden korkmak yerine, daha çok onları merak ederim. Bu yüzden büyük bir merak ve heyecan ile sıranın bana gelmesini bekledim. Ve o gün geldi. Ben ritüellere inanmam o yüzden seans öncesi ve sırasındaki hoş kokulu tütsülerden, loş ışık ve mumlardan bahsetmeden olayın kendisine gireceğim. Arınma ve koruma seansı başladığında bu deneyimi yaşayabilmenin tek yolunun kendimi tamemen Sima'ya bırakmak olduğunu biliyordum. Ne yapmam gerektiğini öğrendiğimde içim rahatladı. Çünkü hiç bir şey yapmadan oturmam ve gözlerimi kapamam yeterli olacaktı. Seans sırasında başımdan geçen olağanüstü olay ile ilgili bir şeyler anlatmam mümkün değil. Çünkü gerçekten sadece bana özel. Ama şunları söyleyebilirim. Bedenimize belki kendimizin, belki çevrenin, belki de başka insanların yüklediği bir takım ağırlıklar zamanla birikiyor. Bu biriken ağırlık, siz farkında olmadan hayatımzı etkilemeye başlıyor ve bir an geliyor ki ne olduğunu açıklayamadığınız ama varlığını bildiğiniz bu ağırlık, artık sizin için taşınmaz bir yük haline geliyor. İşte o yük o seans sırasında bedeninizi terkediyor ve siz bunu fiziksel olarak farkedebiliyorsunuz. Bunun rahatlığı sanki yoğun bir pazar alışverişi ve onlarça poşet ile eve girdiğinizde poşetleri elinizden bırakıp, o yüklerden kurtulduğunuzda ve koltuğunuza yapıştığınızda hissettiğiniz rahatlık ile aynı. Bene gene kendi kişisel deneyimlerime dayanarak korunma olayını ise, örümcek ağı ya da ipek kullanılarak üretilmeye çalışılan kurşun geçirmez çelik yeleklere benzetiyorum. Milyon dolarlar harcandı ama hala günlük kıyafet gibi giyilebilecek hafiflikte ama bir piyade tüfeğinin mermisini durdurabilecek güçte bir kumaş üretilemedi ya, işte korunma bence o mükemmel çelik yeleğin ta kendisi. Aklınıza "benim korunmam var" diye getirmediğiniz müddetçe varlığını hissetmiyorsunuz ama o işini yapıyor. Hep üstünüzde. Hayatın size negatif yükler yüklemesine asla izin vermeyen bir kalkan gibi. Bunun günlük hayata nasıl yansıdığını merak ediyorsanız eğer kendi deneyimim şu; Bir orta vade plan yapmıştım sevdiğim insanlar ile birlikte. Bu konuda önüme art arda kapılar açılıyor. Bunu elbette tesadüf ya da algıda seçicilik ile açıklayabilirsiniz. Ben ise arınma ve korunma ile açıklıyorum. M.S. 200'lerde hıristiyan kilisesinin kurucu babalarından biri olan Tertulian kendisine açıklaması zor hıristiyan inançlarına yönelik zamanın önemli filozoflarınca sorulan sorulara, cevap vermekte zorlandığında "saçma ama inanıyorum" demiş. Buradaki saçma sözü olumsuz bir anlam barındırıyormuş gibi gözükse de, aslında yıllardır bize dayatılan makul ve mantıklı açıklamaları ya da aklın sınırları içinde kalmamız gerektiği ve fiziksel kanıtları olmayan olaylara şüpheli bakmamız gerektiğini kusturuncaya kadar bize dayatılmasının manasızlığını ifade edebilecek en güzel kelimedir. Son olarak SİMA GERÇEK Şifacımıza ve evrene Sonsuz teşekkür ediyorum . K.D